9 Aralık 2024 Tarihinde Eğitimci Yazar Said Şaşmaz’ın Bursa’da takipçileriyle yaptığı sohbet-söyleşiyi derledik.
İmanın dereceleri ve Allah (cc) bizden ne şekilde iman etmemizi istiyor. Allah katında en makbul iman nedir? Doğru bilinen bazı yanlışlarımızın olabileceği gibi konulara değinildi.
Okunan Metin: HİZMET REHBERİ – Emirdağ Lahikası – Emirdağ Zabıtasıyla Bir Hasbihal
“Halbuki Allah\'ı bilmek, bütün kâinata ihata eden rububiyetine ve zerrelerden yıldızlara kadar cüz\'î ve küllî her şey onun kabza-i tasarrufunda ve kudret ve iradesiyle olduğuna kat\'î iman etmek ve mülkünde hiçbir şeriki olmadığına ve لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ kelime-i kudsiyesine, hakikatlerine iman etmek, kalben tasdik etmekle olur.
Yoksa \"Bir Allah var.\" deyip bütün mülkünü esbaba ve tabiata taksim etmek ve onlara isnad etmek, hâşâ hadsiz şerikleri hükmünde esbabı merci tanımak ve her şeyin yanında hazır irade ve ilmini bilmemek ve şiddetli emirlerini tanımamak ve sıfatlarını ve gönderdiği elçilerini, peygamberlerini bilmemek, elbette hiçbir cihette Allah\'a iman hakikati onda yoktur. Belki küfr-ü mutlaktaki manevî cehennemin dünyevî tazibinden kendini bir derece teselliye almak için o sözleri söyler.
Evet, inkâr etmemek başkadır, iman etmek bütün bütün başkadır.
Evet kâinatta hiçbir zîşuur, kâinatın bütün eczası kadar şahitleri bulunan Hâlık-ı Zülcelal\'i inkâr edemez. Etse bütün kâinat onu tekzip edeceği için susar, lâkayt kalır.
Fakat ona iman etmek, Kur\'an-ı Azîmüşşan\'ın ders verdiği gibi o Hâlık\'ı sıfatları ile isimleri ile umum kâinatın şehadetine istinaden kalben tasdik etmek ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak ve günah ve emre muhalefet ettiği vakit, kalben tövbe ve nedamet etmek iledir. Yoksa büyük günahları serbest işleyip istiğfar etmemek ve aldırmamak, o imandan hissesi olmadığına delildir.”
İstifade edilmesi temennisiyle…
İmanın dereceleri ve Allah (cc) bizden ne şekilde iman etmemizi istiyor. Allah katında en makbul iman nedir? Doğru bilinen bazı yanlışlarımızın olabileceği gibi konulara değinildi.
Okunan Metin: HİZMET REHBERİ – Emirdağ Lahikası – Emirdağ Zabıtasıyla Bir Hasbihal
“Halbuki Allah\'ı bilmek, bütün kâinata ihata eden rububiyetine ve zerrelerden yıldızlara kadar cüz\'î ve küllî her şey onun kabza-i tasarrufunda ve kudret ve iradesiyle olduğuna kat\'î iman etmek ve mülkünde hiçbir şeriki olmadığına ve لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ kelime-i kudsiyesine, hakikatlerine iman etmek, kalben tasdik etmekle olur.
Yoksa \"Bir Allah var.\" deyip bütün mülkünü esbaba ve tabiata taksim etmek ve onlara isnad etmek, hâşâ hadsiz şerikleri hükmünde esbabı merci tanımak ve her şeyin yanında hazır irade ve ilmini bilmemek ve şiddetli emirlerini tanımamak ve sıfatlarını ve gönderdiği elçilerini, peygamberlerini bilmemek, elbette hiçbir cihette Allah\'a iman hakikati onda yoktur. Belki küfr-ü mutlaktaki manevî cehennemin dünyevî tazibinden kendini bir derece teselliye almak için o sözleri söyler.
Evet, inkâr etmemek başkadır, iman etmek bütün bütün başkadır.
Evet kâinatta hiçbir zîşuur, kâinatın bütün eczası kadar şahitleri bulunan Hâlık-ı Zülcelal\'i inkâr edemez. Etse bütün kâinat onu tekzip edeceği için susar, lâkayt kalır.
Fakat ona iman etmek, Kur\'an-ı Azîmüşşan\'ın ders verdiği gibi o Hâlık\'ı sıfatları ile isimleri ile umum kâinatın şehadetine istinaden kalben tasdik etmek ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak ve günah ve emre muhalefet ettiği vakit, kalben tövbe ve nedamet etmek iledir. Yoksa büyük günahları serbest işleyip istiğfar etmemek ve aldırmamak, o imandan hissesi olmadığına delildir.”
İstifade edilmesi temennisiyle…
- Kategori
- Said ŞAŞMAZ

Yorumlar