Yoğun Bakımdayız! | Allah’ın İbadetimize Ne İhtiyacı Var?

Teşekkürler! Arkadaşlarınıza da önerin!

Bu videoyu beğenmediniz. Dikkate alacağız!

Ekleme Tarihi by admin
13 İzlenme

Eğitimci Yazar Said Şaşmaz’ın 5 Mayıs 2025’te Bursa’da takipçileriyle yaptığı sohbet-söyleşiyi derledik.

İnsanın Cenab-ı Hakkın Müşahadesi altında olduğu ve anbean yoğun bakımda olduğu konularına değinildi. İnkârın aslında bir mesuliyetten kaçma olduğundan bahsedildi. İbadete insanın ihtiyacı olduğu ve ibadetin insanın yaratılışının fıtri bir sonucu olduğuna değinildi.

Okunan Metin: LEMALAR – 23. Lema – Üçüncü Kelime – Hatime:
“ HÂTİME:
Tabiat fikr-i küfrîsini terk eden ve imana gelen zat diyor ki: Elhamdülillah, benim şüphelerim kalmadı; yalnız merakımı mûcib olan birkaç sualim var. 
Birinci Sual: Çok tembellerden ve târikü's-salâtlardan işitiyoruz, diyorlar ki: Cenab-ı Hakk'ın bizim ibadetimize ne ihtiyacı var ki Kur'an'da çok şiddet ve ısrar ile ibadeti terk edeni zecredip cehennem gibi dehşetli bir ceza ile tehdit ediyor. İtidalli ve istikametli ve adaletli olan ifade-i Kur'aniyeye nasıl yakışıyor ki ehemmiyetsiz bir cüz'î hataya karşı, nihayet şiddeti gösteriyor? 
Elcevap: Evet, Cenab-ı Hak senin ibadetine, belki hiçbir şeye muhtaç değil. Fakat sen ibadete muhtaçsın, manen hastasın. İbadet ise manevî yaralarına tiryaklar hükmünde olduğunu çok risalelerde ispat etmişiz. Acaba bir hasta, o hastalık hakkında, şefkatli bir hekimin ona nâfi' ilaçları içirmek hususunda ettiği ısrara mukabil, hekime dese: "Senin ne ihtiyacın var, bana böyle ısrar ediyorsun?" Ne kadar manasız olduğunu anlarsın. 
Amma Kur'an'ın terk-i ibadet hakkında şiddetli tehdidatı ve dehşetli cezaları ise nasıl ki bir padişah, raiyetinin hukukunu muhafaza etmek için âdi bir adamın, raiyetinin hukukuna zarar veren bir hatasına göre, şiddetli cezaya çarpar. 
Öyle de ibadeti ve namazı terk eden adam, Sultan-ı ezel ve ebed'in raiyeti hükmünde olan mevcudatın hukukuna ehemmiyetli bir tecavüz ve manevî bir zulüm eder. Çünkü mevcudatın kemalleri, Sâni'e müteveccih yüzlerinde tesbih ve ibadet ile tezahür eder. İbadeti terk eden, mevcudatın ibadetini görmez ve göremez, belki de inkâr eder. O vakit ibadet ve tesbih noktasında yüksek makamda bulunan ve her biri birer mektub-u Samedanî ve birer âyine-i esma-i Rabbaniye olan mevcudatı; âlî makamlarından tenzil ettiğinden ve ehemmiyetsiz, vazifesiz, camid, perişan bir vaziyette telakki ettiğinden mevcudatı tahkir eder; kemalâtını inkâr ve tecavüz eder.”

İstifade edilmesi temennisiyle...

Kategori
Said ŞAŞMAZ

Yorum Yazın

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.